Gitsen de bir dönsen de bir…

Sinem Soydar
2 min readFeb 6, 2022

--

Hadi gelin tartışalım! Bakalım, polemik potansiyelli bu konuda, benim payıma da linç düşecek mi?

20 gün sonra İngiltere’ye göçeli tam 3 yıl olacak, neredeyse 2 yılı covidle geçmiş 3 yıl. Pek çok gideninkine benzeyen yeni bir ülkede hayata alışma çabası, mesleğine devam edebilmenin memnuniyetinin yanında annelik eforuyla dolu günler.

Ülke değiştirmeye karar verdiğimizden bugüne kadar binlerce defa açılan konulardan; ”neden gittin?” Ve daha fazlası; ne kadar, ne zaman, nasıllar; sorular, kıyaslamalar, ya öyle olsaydılar…

Kendi hayatımda çok önemli bir mihenk taşı olmasına rağmen, göçmenliği yazılarıma konu etmemeye çalışmıştım. Hatta, ”gidiyorum çünkü”lerce yazılarını, havalimanından veda fotolarını fazlasıyla romantik bulmuştum ki bugün bir de “Kalıyorum çünkü” yazısını görünce iki kelime yazmanın vakti geldi dedim.

Nihayetinde kendi perspektifimizi paylaşıyoruz, ancak görüyorum ki bazı konularda fazla takılı kalıyoruz ki, sanki aslında bir yere de varamıyoruz.

Gitmek bir intikam değil, gitmek bir kaçış değil; olmasın..

Gitmek bir vazgeçiş olarak kodlanmasa keşke, kalanın da kahramanlık destanı yazmadığı gibi…

Gitmek de dönmek de insan hikayesi, düz insan, Türk, İngiliz, Alman, Italyan. Hepsi aynı inanır mısınız, hepsi yiyor, içiyor, uyuyor, uyanıyor.

Düz insan aynı şeylere seviniyor, ağlıyor, üzülüyor, kahkaha ile gülüyor.

Ve bu insanlar, farklı farklı milletlerden, dinlerden, dillerden olan insanlar da göç ediyor.

Ancak bir farkla; bu farklı milletlerden olan insanlar, göç etmelerini bu kadar romantize etmiyor. Özellikle BatI Avrupa ülkelerinin son 150 yılın politik geçmişinden de etkilenerek, farklı ülkelerde eğitimi ve çalışmayı hayatlarının doğal bir parçası olarak görüyor. Bu göçün keyfini çıkarmaya çalışıyor, pragmatik davranıyor, ne almaya geldiyse onu almaya odaklanıyor.

Sınırlar, haritalarda ve siyasette ama insanların kalbinde ve zihninde değil. Dünya insanı olabilmek, başka kültürlerle mayalanmak, büyümek o kadar besleyici bir deneyim ki, yaşadığınız ülkede altın varaklı saraylarda otursanız bile denemeye değer.

Gitmek, insanın biricik hikayesi. Umalım ki tüm hikayeler, yola çıkanların değerleriyle örtüşen, içselleştirmeye gönüllü olduğu yolculuklar olur.

Şartlar muhakkak etkiliyor, alışmak da zaman alıyor. Amma velakin bu kadar dramatize etmek de ne gidene ne kalana yarıyor. En iyisi, gidene de kalana “hayırlısı” demek sanırım

Sağlıcakla kalın!

--

--

Sinem Soydar
Sinem Soydar

Written by Sinem Soydar

Experienced strategist in Marketing, Communication, Transformation. Enthusiast in Business, Agile, Change Management. Mum, Wife, Daughter, Sister, Self Explorer

No responses yet